
5 Haziran 2007 Salı
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Dostoyevski’nin kendi dünyasının kurduğu
en sevilen, en çok okunan, en unutulmaz
ilk büyük romanı Suç ve Ceza’yı büyük çevirmen Ergin Altay’ın İletişim Yayınları için
yeni yaptığı güçlü çevirisiyle ve
Murat Belge’nin önsözüyle sunuyoruz.
“Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevski’yi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915’te Cenevre’de Suç ve Ceza’yı okudum. Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevski’yi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.”
………yorum
Kişilerin sisteme karşı dik duruşları, beklide kendini his etmenin en anlamlı sözcükleri bence buradadır…
brusksor
Dostoyevski’nin kendi dünyasının kurduğu
en sevilen, en çok okunan, en unutulmaz
ilk büyük romanı Suç ve Ceza’yı büyük çevirmen Ergin Altay’ın İletişim Yayınları için
yeni yaptığı güçlü çevirisiyle ve
Murat Belge’nin önsözüyle sunuyoruz.
“Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevski’yi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915’te Cenevre’de Suç ve Ceza’yı okudum. Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevski’yi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.”
………yorum
Kişilerin sisteme karşı dik duruşları, beklide kendini his etmenin en anlamlı sözcükleri bence buradadır…
brusksor
3 Haziran 2007 Pazar
2 Haziran 2007 Cumartesi

Arthur Schopenhauer (1788 - 1860), Alman filozof ve düşünür. Felsefe Tarihi nde irrasyonalist ve karamsar olarak bilinir. En ünlü yapıtı henüz 30 yaşına varmadan yayınladığı İstenç ve Tasarım Olarak Dünya dır. Schopenhauer görünen dünyanın ardında yatan esas gerçekliğin İstenç olduğunu ileri sürdü. Schopenhauer e göre bu İstenç akılsız, bilinçsiz bir öze sahipti ve kendisini Fenomenler dünyasında gösteriyordu. Bütün görünenenlerin kaynağıydı. İnsan bedeni de onun eseriydi. Aklın denetimde olmayan bu İstenç insanları parmağında oynatıyor ve geçici tatminlerle veya ulaşılımayan hayallerle, insanı hiçbir zaman dışına çıkamayacağı bir bıkkınlık ve acı döngüsüne sokuyordu . Ona göre anlamsız, boş, acı-dolu, kötü bu hayattan kaçınmanın tek yolu vardı; o da istencimizi öldürmek. Bu onu Hinduizm, Budizm gibi dünyevi bir yaşamdan el çekmeyi ve bir keşiş gibi yaşamayı, başkalarına yardım etmeyi, mutluluğumuzu olabildiğince arttırmayı değil acılarımızı olabildiğince azaltmayı öneren bir yaşam şeklini önermeye yöneltti. Felsefesi aklın (Rasyonalizm) temele oturtulduğu felsefe tarihinde yeni bir bakış açısı anlamına geliyordu ve Psikoloji, Psikanaliz, Müzik, Edebiyat gibi entellektüel ve sanatsal alanlarda büyük etki gösterdi.
BRUSKSOR
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)